Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yeni yasama dönemi açılışı yapıldı. Fotoğraflar da ardı ardına geldi. Fakat bazı kareler var ki irdelemek gerekiyor.
Örneğin bir karede, Cumhurbaşkanı Erdoğan altın işlemeli rahat görünen bir koltukta merkezde oturuyor; etrafında ise yıllar önce AK Parti’den koparak muhalefet saflarına geçen iki lider: Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan.
İki lider de Erdoğan’ın neredeyse diz mesafesi yakınında. Tebessümler, minik onaylama hareketleri eşliğinde çaylar servis edilmiş. Diğer isimler önlerindeki sehpadan çay içmek isteseler, eğilerek almak zorunda kalırlar ancak Sayın Erdoğan’ın sehpası tam da kol mesafesinin hizasında. Görünen o ki kimse bunu önemsememiş.
Tabii ki siyasi olarak muhalif konumda olan isimlerin bu tür törensel fotoğraflarda verdiği görüntüler meşrudur; diplomatik nezaket, Meclis’in teamülleri veya siyasi olgunluk çerçevesinde değerlendirilebilir.
Ancak sorun da tam olarak burada başlıyor… Meşruiyet ile normalleşme arasındaki çizgi, bu coğrafyada çoğu zaman kolayca silinebiliyor.
Altın işlemeli koltuk, bir sembol olarak orada duruyor. Tabiri caizse diğer taburelerin yanında parıltısıyla sadece bir protokol düzenini değil, aynı zamanda bir güç asimetrisini de temsil ediyor.
Bu kare, halkın yaşadığı ekonomik sıkıntıların gölgesinde, halktan kopmuş bir yönetim tarzını simgelemiyor mu? Sembol çok tanıdık değil mi? Saray estetiğinin sade vatandaşla kurduğu mesafeli ilişki değil mi bu?
Peki ya eski yol arkadaşları? Erdoğan’ın geçmişte “dava arkadaşım” dediği isimlerin şimdi aynı karede ama farklı niyetlerle bulunması… Eleştirdikleri yönetim tarzı tam merkezde otururken suskun kalmaları, toplumun aklında ister istemez bazı sorular doğuruyor.
Bu görüntü bir zaruret mi, bir strateji mi yoksa gönüllü bir yakınlaşma mı? Gelecek Partisi için normalleşme sürecinde bu görüntülerin hayra yorulması gerekirmiş… DEVA Partisi için haksızlıklara, hukuksuzluklara, yolsuzluklara ve hırsızlıklara karşı mücadeledeki kararlılık içinmiş…
Siz istediğiniz gibi davranın. Size sonraki seçimde oy verecekler mi sanıyorsunuz? Siz normalleşin. Sizin normalinizi biz istemiyoruz. Siz kararlı olun. Bizlerin kararsızlığı bile sizden daha samimi.
Size “normalleşme” ve “kararlılık” gibi gelen bu fotoğraf, bize teslimiyetin göstergesi gibi geliyor.
Daha dün muhalefete başladınız, bugün iktidara teslim olun.
Kafkas Kaya

