Bir zamanlar ekranlarda onur ve adaletin sembolüydü. Bugünse sosyal medya şovu, küresel suç ağları ve kanlı hesaplaşmalarla anılıyor. Türk yeraltı dünyasının racondan markaya dönüşen hikâyesi…
Türkiye’de 2000’li yılların başında ekranlara gelen Kurtlar Vadisi, organize suçun ve “derin devlet” algısının şekillenmesinde büyük rol oynadı. Dizinin merkezine aldığı “racon”, yalnızca bir suç dili değil, aynı zamanda onur, sadakat ve adalet etrafında şekillenen bir felsefe olarak sunuldu. Ancak 2020’lerle birlikte sahadaki gerçeklik bambaşka: yeraltı dünyası romantik racondan uzak, acımasız ve küreselleşmiş bir yapıya evrilmiş durumda.
Efsanenin anatomisi: Kurtlar Vadisi raconunun temel direkleri
Kurtlar Vadisi, mafyayı tek başına bir suç örgütü olarak değil, devletin “gizli bir aparatı” gibi resmetti. Polat Alemdar karakteri, hem devletine sadık hem de halka adalet dağıtan bir “iyi mafya” figürü olarak kurgulandı.

“Racon” bu dizide; yalnızca kurallar değil, şiirsel sözler, semboller ve bir duruşun ifadesiydi.
- “Kötü köpek sürüye kurt getirdi aslan amca.”
- “Eğer bir adamla votka içmemişsen onunla asla düşman olma.” (Aynı zamanda bir Rus atasözüdür)
- “Küçük gelir, büyüğünden büyük olur.”
- “Terazinin iki tarafında kimin durduğunun önemi yok. Önemli olan kefeyi tutan demir.”
- “Hasmın kapına gelecek kadar cesursa, sende karşısına çıkacak kadar cesur ol.”
- “Ben verebilecek olandan bir şey isterim, olmayandan değil.”
Bu sözler, raconun bir teatral felsefe olarak işlendiğini gösterdi. Ancak gerçeklik, bu kadar masalsı değildi.
Kurtlar Vadisi’nin kurduğu “iyi mafya” miti, halkın organize suç figürlerine sempati duymasını kolaylaştırdı. Bu romantik algı, Sedat Peker gibi isimlerin “adalet dağıtan kabadayı” rolünü sosyal medyada yeniden pazarlamasına zemin hazırladı.
Yeni nesil: Sosyal medyayı aktif kullanan mafyalar
Bugünün çeteleri, Kurtlar Vadisi’nin hiyerarşik “Konsey” düzeninden çok uzakta. Barış Boyun, Daltonlar, Redkitler, Baygaralar ve Casperlar gibi gruplar, mahalle ölçeğinden uluslararası suç piyasasına kadar yayıldı.
Onlar için racon artık gizli bir onur kodu değil, açık bir marka değeri.
Motosikletli suikastlar, bombalı saldırılar, sosyal medya üzerinden korku ve sansasyon yaratma çabası, bu dönüşümün somut örnekleri.
Yeni nesil çeteler
| Çete Adı | Lideri | Faaliyet Alanı | Öne Çıkan Olaylar | Güncel Durum |
|---|---|---|---|---|
| Barış Boyun | Barış Boyun | Beyoğlu’ndan uluslararası alana | Sırp mafya lideri Jovan Vukotiç cinayeti, Sarallar’a saldırı | İtalya’da tutuklu |
| Daltonlar | Can Dalton | İstanbul, Gürcistan, Irak | Motosikletli suikastlar, Dilan Polat’a saldırı, Irak Konsolosluğu baskını | Lider Gürcistan’da, yönetici Irak’ta tutuklu |
| Redkitler | Ferhat Mardin | İstanbul (Yenibosna) | Yunanistan’da 6 kişinin öldürülmesi | Faal |
| Baygaralar | Ramazan Baygara | Adana’dan Yunanistan’a | Cenk Çelik cinayeti, Şirinler ile çatışma | 2025’te tahliye edildi |
| Casperlar | Hamuş Atız | İstanbul, Mardin | Polis memuru Şeyda Yılmaz | Faal |
Bu tablo, yeraltı dünyasının artık tek merkezli değil, parçalanmış ve sürekli değişen ittifaklar üzerine kurulu olduğunu gösteriyor.
Geçiş dönemi aktörleri: Eski usul kavgalar neredeyse kalmadı!
2000’lerin ortasında Türk mafyasının son “geleneksel racon savaşı” yaşandı: Sarallar – Şahinler çatışması.
Borç anlaşmazlıklarından çıkan kavga, onlarca pusu, bomba ve kanlı hesaplaşmaya dönüştü.
Sarallar – Şahinler çatışmasının kronolojisi
| Yıl | Olay | Detay |
|---|---|---|
| 2004 | İlk çatışma | Tefeci Kamber Ocaklı’nın borçlarıyla başladı |
| 2005 | Hüseyin Saral öldürüldü | Sedat Şahin, İtalya’da pusu kurdu |
| 2005 | Avukat Atalay Cebesoy öldürüldü | Sarallar misilleme yaptı |
| 2014 | Sedat Şahin’in kardeşi Vedat Şahin öldürüldü | İntikamın kanlı yüzü ortaya çıktı |
| 2017 | Örgüt içi infazlar | Çatışmalar kendi içlerinde devam etti |
Bu dönemin aktörlerinden Sedat Peker, Kurtlar Vadisi’nin “iyi mafya” retoriğini sosyal medya kabadayılığıyla birleştirdi. YouTube ve Twitter’daki ifşaları, onu “dijital çağın mafya arketipi”ne dönüştürdü.

Devlet ve yeraltı: Mitten gerçeğe Ayhan Bora Kaplan davası
Kurtlar Vadisi’nde devlet yekpare ve güçlüydü; mafya ise devletin hizmetinde bir araçtı.
Gerçekte ise Ayhan Bora Kaplan davası, devlet içindeki fraksiyonların organize suç dosyalarını birbirlerine karşı siyasi silah olarak kullandığını ortaya çıkardı.
M-7 kod adlı gizli tanığın siyasileri suçlamaya yönlendirildiği iddiaları, “darbe girişimi” tartışmalarına yol açtı. Bu, raconun artık onur değil, siyasi hesaplaşma aracı haline de geldiğini kanıtladı.
Racon öldü mü?
Bugünün yeraltı dünyası, Kurtlar Vadisi raconundan çok uzak.
Kurtlar Vadisi raconu ve günümüz gerçekliği
| Kriter | Kurtlar Vadisi Raconu | Günümüz Gerçekliği |
|---|---|---|
| Felsefe | Onur ve adalet | Pragmatizm, kâr ve medya raconu |
| Devletle ilişki | Ortaklık, meşruiyet | Çatışma, çıkar savaşı |
| Şiddet dili | Teatral ve sembolik | Acımasız, sansasyonel |
| Motivasyon | Devletin bekası | Kâr, güç ve görünürlük |
| Operasyon alanı | Ulusal sınırlar | Uluslararası suç ağları |
| Hiyerarşi | Konsey, merkezi düzen | Parçalanmış ittifaklar |
Eski usul mafyalarda raconun yeri her zaman ayrı olsa da birebir Kurtlar Vadisi’nde işlendiği gibi tabii ki değildi. 7’den 70’e herkesin kullandığı sosyal medyayı irili ufaklı çeteler ve büyük mafyaların birkaçı da kullanmaya başladı.
Hal böyle olunca, sosyal medyada kendi tabirleriyle “icraat” paylaşımı yapan suç örgütlerinin sayısı da giderek artmış oldu.
Kısacası racon hala devam ediyordu. Ancak modern racon, artık bir onur, bilgelik ya da büyüklük olarak değil; kâr, güç ve görünürlük üzerine kuruldu.

