Öğretmenlik, gazetecilik, doktorluk, askerlik… Hepimizin kulağında çınlayan o klasik söz: “Her meslek kutsaldır.”. Peki ya bu kutsiyet mesleğe mi aittir yoksa o mesleği icra eden insanın vicdanına, ahlakına ve sorumluluğuna mı? Gelin birlikte inceleyelim…
Kutsallık kimde başlar: Üniformada mı, vicdanda mı?
Toplumda “kutsal meslek” tanımı genellikle görevi toplum yararına olan, hayati risk içeren veya eğitim-öğretimle doğrudan ilgili alanlara verilir. Ancak son yıllarda gerek medyada gerekse mahkemelerde ortaya çıkan skandallar bu genellemeyi sorgulatıyor.
- Bir öğretmen öğrencisini istismar ettiğinde meslek mi suçlu olur, yoksa kişi mi?
- Bir doktor hastasına yanlış teşhis koyup ölümüne neden olduğunda tıp mı sorgulanmalı, yoksa o doktorun yeterliliği mi?
Skandallarla sarsılan kutsal ünvanlar?
Öğretmenlik:
Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olayda öğretmen öğrencisine ağza alınmayacak laflar söylemiş ve darbetmişti. İstanbul’da görev yapan öğretmenin, öğrencilerine fiziksel şiddet uyguladığı görüntüler sosyal medyada gündem olmuş ve öğretmen adliyeye sevk edilmişti.
Tabi Mahmut Hoca gibi mesleğini çok iyi yapan öğretmenler de vardır ancak bu öğretmenliğin kutsal olduğunu ortaya koymaz. Ancak mesleği kötü yapanlar mesleğin kutsal olmadığını ortaya koyar. Kısacası öğretmenlik kutsal değildir, onu yapan iyi öğretmenler kutsaldır.
“Bir insanın mesleği değil, insanlığı kutsaldır.”
Doktorluk:
Geçtiğimiz yıllarda sahte rapor düzenleyen ve ilaç yazımı üzerinden devleti dolandıran bazı doktorlar hakkında açılan davalar, hekimliğin kutsiyetini sorgulatmıştı. Bu da yetmezmiş gibi kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” olarak bilinen grup da bebeklere yapmadıklarını bırakmayarak mesleğin kutsal olmadığını bir defa daha gözler önüne sermişti.
Hakikat mi, rant mı?
Basın özgürlüğüyle gurur duymamız gereken bir çağda, birçok gazeteci çıkar odaklarına hizmet eder hâle geldi. Şirketlerin PR ajansları gibi çalışan medya mensupları “halkın haber alma hakkı”nı unuttu. Ancak aynı sektörde hâlâ tehditlere rağmen gerçeği yazan gazeteciler de var. Bu durumda gazetecilik değil, bazı gazeteciler, işini iyi yapan meslek erbapları kutsaldır.
“Kalemin sustuğun yerde, yalan konuşur.”
Emre itaat mi, vicdana sadakat mi?
Askeri disiplinin içinde bireysel vicdanın ne kadar yeri var? Emre itaat ederken insanlıktan çıkmanın eşiğine gelen askerlere dair örnekler, özellikle darbe girişimleri sonrası sıkça tartışıldı. Buna karşın, hayatı pahasına sivilleri koruyan Mehmetçikler de aynı üniformayı taşıyor. Askerliği kutsal yapan şehitlik mertebesine ulaşmaktır. Anca bir bütün olarak askerlik kesinlikle kutsal bir meslek değildir.
Herkes kutsal mı? Kim kutsal?
Araştırmalar gösteriyor ki, halkın gözünde mesleklere duyulan güven kişiden kişiye değişiyor. Yapılan bir araştırmada oranlar şöyle:
Meslek | “Güveniyorum” diyenlerin oranı |
---|---|
Öğretmen | %73 |
Doktor | %68 |
Gazeteci | %42 |
Polis | %51 |
Avukat | %39 |
Buradaki düşüşler, bireysel davranışların toplumun algısını doğrudan etkilediğini gösteriyor. Kutsallık, mesleğin değil, o mesleği yapan bireyin sorumluluk bilincinde saklı.
Ünvan kutsal kılmaz
Her mesleğin içinde iyiler de vardır kötüler de. Her doktor insanı yaşatmaz, her gazeteci gerçeği yazmaz. Her öğretmen çocukları sevmez, her asker halkı korumaz. Ama bazıları öyle iyi yapar ki işini, kutsallık onların duruşuna yapışır.
Kutsal olan meslek değil, insanın o mesleğe kattığı ruhtur.
Kutsal olan kimdir?
Hiçbir meslek doğuştan kutsal değildir. Hepsi maaş karşılığında yapılan, karşılığı ödenen işlerdir. İmamlık da kutsal değildir, doktorluk da… Temizlik görevlisinin işi ne kadar onurluysa, hâkim veya savcınınki de o kadar onurludur. Ne eksik ne fazla.
Herkes işini yapıyor. Hepsi farklı üniformalar altında çalışan kişiler. Ve hepsi, ay sonunda yatan maaş için çalışıyor. Parasıyla alınan hizmetlerin kutsallığından söz etmek, marketten alınan ekmeği “kutsal nimet” sanmak gibidir. Evet, ekmek değerlidir ama o ekmeği fırından çıkaran ustanın niyeti aç doyurmak değil, geçimini sağlamaktır. Ya da bir taksiye binip seni gideceğin yere bırakan şoförü “kutsal yol gösterici” ilan etmeye benzer. Aynı doktor gibi, öğretmen gibi, hâkim gibi…
Gerçek kutsallık mı?
Sizin için geceleri uykusuz kalan, karşılıksız bakan, yeri geldiğinde kendi lokmasından kesen insanlardadır.
Anne ya da baba dediğiniz kişilerdedir.
Ama dikkat: Annelik ya da babalık kurumu değil, sizin anneniz ve babanız kutsaldır. O da belki…