Seri katil, birden fazla insanı belirli bir zaman aralığında ve benzer yöntemlerle öldüren kişi olarak tanımlanıyor. Seri katillerin psikolojik, sosyolojik ve biyolojik nedenleri olduğu düşünülüyor. Türkiye’de de daha önce pek çok seri katil vakası yaşandı. Ancak bunların arasında en dikkat çekici olanı, Atalay Filiz’in hikayesi. Galatasaray Lisesi ve Paris Üniversitesi mezunu olan Filiz, üç yıl boyunca aranan bir katil olarak yaşadı. İşte tüm detaylarıyla Atalay Filiz dosyası…
Atalay Filiz, ilk cinayetini 2013 yılında işledi. 16 Eylül günü saat 23.00’te Filiz’in arkadaşı Göktuğ ve onun sevgilisi Elena evlerinin hemen girişinde silahlı saldırıya uğradı. Soğukkanlı katil Atalay Filiz, ilk önce yakın mesafeden genç çifte beş el ateş etmiş, Göktuğ ve Elena’nın yere düşmesi sonucu iki el de başlarına ateş ederek hızla uzaklaşmış ve otomobiline binerek olay yerinden kaçmıştır. Kanlı saldırıda Göktuğ’un kafatası parçaları 30 metre uzağa sıçramıştır. Cinayetlerin ardından 3 yıl kadar polisten kaçmayı başaran Filiz, 2016 yılında yeniden ortaya çıkmış ve Fatma Kayıkçı’yı da öldürmüştür.
CİNAYETLERİN ARKASINDA NE VAR?
Atalay Filiz’in bu cinayetleri kıskançlık ve kimliğin açığa çıkması ile alakalı olarak işlediği düşünülmüştür. Nitekim kendisi de sorgu sırasında “Göktuğ ve Elena, Olga’nın kaybolmasından sürekli beni sorumlu tuttular.” dedikleri için öldürdüğünü söylemiştir.
OLGA’NIN KAYBOLMASI OLAYI NEDİR?
Atalay Filiz, Olga Seregina ile 2008 yılında Paris’te tanışmış ve sevgili olmuştu. 2010 yılında nişanlandığı ve 2011 yılında evlenme teklifi aldığı Filiz’den kültürel uyuşmazlıklardan ötürü ayrılan Olga, Paris’te bebek bakıcısı olarak çalışmaya başlamıştı. O sırada askerde olan Filiz, izin alarak Fransa’ya gitmişti. 17 Aralık 2011 tarihinde ise Olga Seregina’dan bir daha haber alınamadı. Olga’nın son olarak Filiz’in bir arkadaşıyla buluşmak üzere evden çıktığı ve gece saatlerinde ayrıldığı Atalay Filiz’in evinde kalan eşyaları almak için onun evine gittiği biliniyordu.
OLGA’YI ÖLDÜRENİN ATALAY OLDUĞU DÜŞÜNÜLÜYOR
Olga’nın yakın arkadaşı Yuliya Gordienko’nun verdiği ifadede Olga’nın kendisine her şeyi anlattığını ve Atalay’dan Ağustos-Eylül 2011 döneminden beri ayrılmak istediğini ancak başaramadığını söylediği belirtilmiştir. Gordienko, Olga’yı Atalay’ın öldürdüğünden emin olduğunu dile getirirken Olga, yakın çevresine Atalay’ın kendisini saplantı hâline getirdiğini, sürekli tehdit ettiğini söylemiştir. Ayrıca, dedektiflere göre Olga Seregina ile ilgili soruları cevaplarken Atalay Filiz’in gözlerini sık sık kırpıştırması ve kafasının titremesi bu cinayeti kendisinin işlemiş olabileceği ihtimalini yükseltmiştir.
İKİ CİNAYET BİRDEN İŞLEDİ
Göktuğ Demirarslan ile Rus sevgilisi Elena Radchikova’yı da kendisinin öldürdüğünü itiraf eden Atalay Filiz “Olga’nın kayıp olması ile ilgili sürekli beni sıkıştırıyorlardı. İki telefon aldım. Birini Göktuğ’un arabasına monte ettim. Buradan konum uygulamasından takip ediyordum. Antalya’ya tatile gideceklerdi. Ben de otele gidip yan odada kalıp odalarına kamera koymayı planladım. Videolarını çekip yayınlayıp onlara zarar verecektim. Planım işlemedi. Pompalı tüfek alıp nasıl kullanıldığını internetten öğrendim. Olay günü de buluşmuştuk. Yine üzerime geliyorlardı. Tüfek bagajdaydı, aldım ve ateşledim.” dedi.
BAKIMA GÖTÜRÜLEN ARAÇ, KATİLİN KİMLİĞİNİ ELE VERDİ
Ankara’da evinin girişinde kafasına pompalı tüfekle ateş edilerek öldürülen Göktuğ’un aracı, yakınları tarafından periyodik bakım için servise götürülmüştür. Servis elemanları, benzin havalandırma borusunda poşet içerisinde bir cismin plastik kelepçeyle takılı olduğunu görmüştür. Poşeti açan elemanlar, içerisinde eski model bir cep telefonu olduğunu fark etmiştir. Demirarslan’ın yakınları, bu durumu cinayet büro ekiplerine bildirmiş ve polis araştırma neticesinde telefondaki SIM kartının Atalay Filiz adına kayıtlı olduğunu ve cinayetin üç ay öncesinden beri kullanıldığını tespit etmiştir.
ADI VAR KENDİ YOK
Filiz, kimliği ifşa olsa da kullandığı sahte kimlik sayesinde İstanbul’da çeşitli işlerde çalışmıştır. Ta ki kaldığı evde eşyalarını karıştırdığını düşündüğü tarih öğretmeni Fatma Kayıkçı’yı öldürene kadar.
ÖĞRETMEN KAYIKÇI’YI BIÇAKLAYARAK ÖLDÜRDÜ
Her şeye rağmen 3 yıl boyunca izini kaybettirmeyi başaran Atalay Filiz, daha sonra sorgusunda, “3 artı 1 bir dairede kalıyordum. Evin bir odasını Fatma Kayıkçı ardiye olarak kullanıyordu. Eve girdiğini bildiğim için kendi odamı sürekli kilitli tutuyordum. Son 3-4 ay içinde benim gerçek kimliğimi öğrendiğini düşünmeye başladım. Evden çıkarken kapının altına kâğıt koymaya başladım. Masaya santimle ölçerek dosya koydum. Birkaç kez eve geldiğimde kapıdaki kâğıdın, masadaki dosyaların yerinden oynadığını, masaya koyduğum şeylerin yerinin değiştiğini görünce odama girildiğini anladım. Olay günü evden çıkmak üzere kapının önünde ayakkabılarımı bağlıyordum. Bana, ‘Atalay ne yapıyorsun’ diye seslendi. Hemen yanı başımdaydı. Ankara’da işlediğim cinayetleri öğrendiğini düşündüm. ‘Beni yakacak’ dedim. Ani bir hareketle doğruldum, kafasına sert bir yumruk attım. Sendeledi, yere düştü. Yarı baygındı. Evin içine sürükledim. Bıçaklayarak öldürdüm. Evdeki büyük valize sığdırdım, zaten küçük bir insandı. Bavula zorlanmadan sığdı.” ifadelerini kullanacaktı.
İZMİR’DE YAKALANDI
Kayıkçı’yı öldürdükten sonra İstanbul’dan kaçtı ve bir süre izini kaybettirmeyi başardı. Polis, Filiz’in peşine düştü ve onu yakalamak için özel bir ekip kurdu. Ekip, Filiz’in yakınlarını ve tanıdıklarını sorgularken Filiz’in İzmir’e kaçmış olabileceğini belirledi. Filiz, 2016 yılında İzmir Menderes’te saklanırken yakalandı ve İstanbul’a getirildi.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI
Filiz, Ankara’da görülen davada üç ayrı cinayetten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, Filiz’in cinayetleri planlı ve soğukkanlılıkla işlediğine karar verdi. Atalay Filiz, 27 Haziran 2016’da akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için Adli Tıp’a getirilmiş ve yapılan incelemeler sonucu Atalay Filiz’in akıl sağlığının yerinde olduğuna ve cezai ehliyetinin tam olduğuna karar verilmişti.
Seri katil Atalay Filiz şu anda Marmara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde yatmaktadır.